KURT SORUNU |
GUNCEL TARİH KONULARI |
KÜRT SORUNU : |
ERMENİ SOYKIRIMI: |
EGE SORUNU : |
KIPRIS HAREKATI: |
BATI TRAKYA SORUNU |
SİNOP FACİYASI: |
1800’lerden 1980’ e Kürt Sorunu ‘Kürt sorunu’,1800’lü yillardan itibaren Osmanli ve Cumhuriyet yönetimlerinin gündeminde daima ve giderek agirligi artan bir sorun olarak varolagelmistir. Ayaklanmalarla kendini duyuran bu sorunun ilk halkasi 1806 yilindaki ‘ Babanzade Abdurrahman Pasa isyani’- dir.Güney Kürtleri ile ilgili Bagdat Valiligine yapilan bir atama yüzünden çikan isyan kisa sürede bastirilmistir. 2.Mahmut’un 1820’lerde yeni bir idari yapilanmaya gitmesi ve vergi koymasi üzerine Yezidiler’ in Hakkari,Rewanduz ve Sincan Dagi yörelerindeki ayaklanmasi da hemen bastirilmistir. 2.Mahmut’un kurdugu yeni ordu için asker toplanmasi,Dogu’daki bazi asiret reislerini rahatsiz etti. Bunlar baslarinda Cizreli Bedirhan Bey ile ayaklandilar. Bedirhan Bey 1842 yilinda bagimsizligini ilan etti ve kendi adina para bastirdi. Denetimi altindaki bölgeyi Van,Viransehir, Musul ve Urmiye’ye kadar genisleten Bedirhan Bey sonuçta basarili olamayarak iki ogluyla birlikte yakalandi. Seyh Ubeydullah Ayaklanmasi Naksibendi Seyhi Ubeydullah’in 1880’de baslattigi hareket,ilk milli nitelikteki Kürt isyanidir. 1878 Osmanli-Rus Savasi sirasinda Osmanli ordularinin ihtiyaçlarinin bu bölgeden karsilanmasi ve yer yer yagmalamanin olmasi halk arasinda ciddi bir hosnutsuzluk yaratti.Halka eziyet eden yerel yöneticilerin cezalandirilmasini Osmanli yönetiminden isteyen Seyh Ubeydullah, diger yandan da silah saglamaya çalisarak bir ayaklanmanin hazirliklarini yürütmekteydi. Semdinan’ da 220 asiret reisini toplayan Seyh Ubeydullah isyan hazirliklarini yürütürken Rus Çari,Misir Hidiwi ve Mekke emiri ile baglanti kurarak destek istedi. Amaci Iran’da bir Kürt devleti kurmakti. Ubeydullah’in Osmanli sinirlari içindeki Kürt bölgesinde ayaklanmayi yaymak istemesi üzerine Erzurum’daki askeri güçlerini bölgeye gönderdi. Iki ates arasinda kalan Seyh Ubeydullah Rusya’nin sinir bölgesine asker yigmasi üzerine Osmanli güçlerine teslim oldu. Seyh Ubeydullah’in büyük oglu Seyit Abdülkadir,1908’de Mesrutiyet’in ilanindan sonra Osmanli Ayan Meclisi üyeligine getirildi.Seyit Abdülkadir 1918’de kurulacak olan Kürt Teali cemiyetinin baskanligini yapacak ve 1925 yilinda Seyh Sait isyani nedeniyle idam edilecektir. Hamidiye Alaylari Dogu Anadolu’daki Ermeniler arasinda milliyetçiligin yayilmaya baslamasi ve ayri bir devlet kurma çabalarinin yogunlasmasi üzerine kaldi. II.Abdülhamit, bu gelismenin önüne geçmek ve Kürtlerin de bu akimlara kapilmalarini önlemek amaciyla 20 Ekim 1890 yilinda çikarilan bir yasayla kendi adiyla anilan Hamidiye alaylarini kurduurttu.Bu alaylarin komutanliklarina asiret reisleri getirilmisti. Ayrica tamami da sünni Kürt asiretlerdendi.1908 yilinda Mesrutiyetin ilanindan sonra Ittihat ve Terakki’nin verilen rütbeleri geri almasive alaylarin yapilarinda degisikliklere gitmeleri -bu arada adlari da Asiret Alaylari olarak degistirilmisti- özellikle asiret ileri gelenleri arasinda huzursuzluga yol açti. Ittihat ve Terakki Hükümeti her ne kadar bu düzenlemelerin gerekçesini, alaylarin yol açtigi zulüm ve basibozukluk lar olarak göstermisse de asil neden bu devletçe silahlandirilmis,yetkilendirilmis gücün potansiyel bir tehlike olarak görülmesiydi.Nitekim bu alaylari Kürt davasina kanalize etme girigsimleri de vardi. Ideolojik süreç 1800’lü yillar boyunca süregelen Kürt hareketleri ve isyanlarinda daha çok asiret iliskileri ön planda iken 1900’lü yillara dogru milliyetçi bir akimin ortaya çiktigi görülür.Ilk Kürtçe yayin olan Kürdistan gazetesi , 9 Nisan 1898 (9 Nisan 1314) tarihinde Bedirhan Beyin ogullarindan Mithat Bey tarafindan Kahire’de yayinlandi.Toplam 31 sayi çikan bu gazete ,Kahire’den sonra Cenevre ,Londra ve Folkstone (Ingiltere )’da yayinlandi. Kürdistan Azmi Kavi Cemiyeti 1900 yilinda diyarbakirli Fikri Efendi tarafindan olusturuldu.Cemiyet üyeleri ayni dönemde II.Abdülhamit’in saltanatinin yikilmasi için ugrasan Jön Türkler’le de isbirligi içerisindeydiler. II.Mesrutiyet’in Ilani ve Örgütlenmeler Mesrutiyetin ilanina kadar Osmanli Imparatorluguna hizmet eden Kürt emir ve pasalari, mesrutiyetin ilani ile birlikte rütbelerini kaybettiler.Ittihat Terakki yönetimine muhalif olan bu Kürtler 19 Eylül 1908 tarihinde,Gedik Pasa Mahallesi’nde Kürt Terakki ve Teavun Cemiyetini kurdular. Istanbulda bulunan Kürt ögrencileri 1912 yilinda Hevvi (Umut) Cemiyetini kurdular. Hevi Cemiyeti üyeleri, ‘Milli Kürt Suuru’ nu uyandirmak amaciyla Süleymaniyeli Abdülkerim Bey’in yönetiminde,1913 yilinda Roji Kurd (Kürt Günesi) isimli bir dergi çikarmaya basladilar.Türkçe ve Kürtçe olarak yayinlanan bu derginin hükümet tarafindan kapatilmasi üzerine,bu kez Mikisli Hamza Bey’in yönetiminde Hateve Kurd dergisi çikarilmaya baslandi.Bu derfi Hevi Cemiyeti’nin faaliyetini sürdürdügü 1914 seferberlik ilanina kadar yayinina devam etti. Dergile0r içerisinde en kayda deger olani Jin isimli dergidir.Memduh Selim ve Kemal Fevzi tarafindan çikarilan ve ‘Kürdistanin bagimsizligi’ amaci dogrultusunda yayin yapan bu dergi, 1920 yilina kadar 32 sayi yayinladi. Bu dönemde Batili büyük devletlerin Ermenilerin yanisira Kürtlere de daha yogun bir ilgiyle yaklastiklari ve Kürtler’e dayali bazi hesap ve tasarilar gelistirmeye basladiklari görülür. 1913’te Molla Selim tarafindan planlanan ve Hizanli Gavs ailesinden Seyh Sahabettin önderliginde yürütülen ayaklanma bu sürecin ilk örnegidir.Molla Selim önce Ingiliz Konsolosluguna basvurmus, onlar soguk davraninca Çarlik Rusya’sina yönelmis, destek sözü alinca da isyani baslamisti. Ancak ayaklanma dar bir bölgeyle sinirli kaldi ve kolayca bastirildi. .Rus Konsoloslugu’na siginan Molla Selim, Osmanli Devleti, Rusya ile savasa girdiginde konsolosluk basilarak yakalandi ve idam edildi. I.Dünya Savasi Ertesi Mondros Mütarekesinin imzalanmasindan sonra, Istanbul’da bulunan nüfuz sahibi Kürtler Mayis 1919 da Kürdistan Teali Cemiyetini kurdular.Cemiyet yöneticileri Istanbul'da bulunan Ingiliz, Amerikan ve Fransiz Komiserleri ziyaret ederek ‘Kürt Davasi’ için görüsmeler yapmaya basladilar. Pariste toplanacak Sevr görüsmelerine katilmak ve Kürtleri temsil etmek üzere Süleymeniyeli Handan ailesinden Sait Pasa’nin oglu Serif Pasiayi seçtiler.Serif Pasa bu görüsmelerde ,Ermenistan dan ayri bir Kürdistan oldugunu açiklayan bildiriler sundu ve bagimsiz bir Kürdistan kurulmasina imkan veren kararlarin Sevr Anlsamasinin 62-63-64.maddelerinde yer almasini sagladi.Bu arada Hevi ismnli gençlik örgütü tekrar çalismalarina baslamistive Jin isimli dergiyi yeniden çikarmaktaydi.Bu siralarda Diyarbakir’da bulunan Kürt ileri gelenleri Kürt Teali Cemiyetinin kurulmasini kararlastirdilar.Buradaki cemiyet Istanbulda ki Kürdistan Teali Cemiyetinin hareketlerini destekliyordu. Kurtulus Savasi ve Kürt Sorunu TBMM Hükümeti verilen ‘ Milli Mücadele ’nin Anadolu ve Trakya’ daki tüm müslüman halklari kapsadigini dolayisiyla Kürtler’ i de temsil ettigini özellikle belirtmekteydi .Bu TBMM’ deki 72 Kürt mebus ile de tescil edilmekteydi. Ama bu güvence bir kisim Kürtler’ ce tâtminkar sayilmiyordu. Koçgiri Isyani Nitekim Kürt Teali Cemiyeti’ nin Koçgiri’ de ve Dersim mintikasinda örgütlenme çalismalarini yürüten asiret ileri gelenleri Hozat’ ta toplanarak Ankara hükümetine Kürtler’ e karsi tutumlarini netlestirmeye matuf girisimlerde bulunmaya karar verdiler.15 Kasim 1920’ de, Kürt tutuklularin serbest birakilmasini, bölgedeki Türk memurlar ve askeri birliklerin çekilmesini talep eden ve Kürtler’ e muhtariyet verilip verilmeyecegini soran bir muhtira, Abbasan asireti reisi Meço Aga tarafindan Dersim mutasarrifi Riza’ ya verildi. Olumsuz cevap alinmasi halinde 1921 baharinda harekete geçilmesi kararlastirildi. Bunun üzerine Ankara hükümeti, derhal harekete geçip Dersim asiretlerinin dört mebusla TBMM’ de temsilini ve desteklerini sagladi.Mart 1921 de kararlarina uymayan Koçiri ve arkadaslari imranli’yi kusattilar. Bir çok subay ve eri esir aldilar.Bunu üzerine hükümet bu bölgede siki yönetim ilan etti. Isyani bastirmak için merkez ordusu komutani Memet Ali Pasa isyani bastirmak için buyuk çapta ataklara geçti,yapilan bu sert bastirma karsisinda hükümet M.Ali Pasa’yi görevden aldi. TBMM’de kürt delegeler tarafindan büyük tepli gösterildi. Cumhuriyet Dönemi Seyh Sait Isyani: Cumhuriyetin ilanindan sonra meydana gelen yeni olusumlar karsisindan Kürtlerin yönetime karsi göstermis olduklari tepkilerde özellikle din faktörünü kullanmalari yörede yasayan insanlarin destegini saglamada provokötörlere büyük destek saglamistir. Bu dönemde Ankara’da bulan içlerinde birçok mebusunda bulundugu Kürt taraftarlari gelismelri yakindan takip ediyorlar ve firsat kollama asamasinda bulunuyorlardi. Onlar için önemli olan acaba Lozan Anlasmasinda DoguAnadolu’ da Kürtler için özerk bölge verilecekmiydi. Bu ugurda M.Kemal Pasa’ya baski yapma asamasina gelmislerdi.Bu dönemde Musul-Kelkük sorunu ile ugrasan hükümet gelismelerden uzak bulunuyordu.Ancak baslayan ayaklanmaya göz yummamakaiçin hükümet görüsmeleri aski aldi ve bütün ilgisini bu yöne verdi. Isyanin Baslamasi ve bastirilmasi 1922 yilinda bölgede Kürt devleti kurma amci ile kurulmus olan Kürt Istiklal Cemiyeti uyesi olan Yusuf Ziya Istanbul’a taraftar toplama maksadi ile gitti.Erzurum’a döndükten sonra görüsmüs oldugu Riza ve arkadaslari kendisini yanlis yorumalyip ordudan firar ettilar.Bunun üzerine Ziya yakalandi ve arladaslari ile birlikte idam edildi.Olaylar üzerine Erzurum gönderilmis olan Harp Divani alaylarin gleisiminde Seyh Sait’ten duskulanmistir. Aslen Elazig’ li olan Seyh Sait bu dönemde bir Nahsibendi Seyhiaolmasindan ötürü Erzurum civarinda büyük bir nufusa sahipti.Seyh Sait baslatilacak olan bir ayaklanmanin taraftari idi,ama bu siralarda zamanin henüz erken oldugunu savunuyordu.Hakkinda müzekkere çikarilmis olan Seyh’in tafaftarlari jandarma ile çatsmaya girdiler ve bir asker ve bir subay çikan çatismalrda öldürüldü. Böylece 13 Mart 1925’te ayaklanma baslamis oldu. Seyh Sait’in çagrisi üzerine Diyarbakir,Mus ve Elazig’in birçok kasabasi Kürtler tarafindan isgal edildi.5000 kisilik bir ordu ile Diyarbakir’i isgal eden kürt kuvvetleri üzerine dogu illerinde siki yönetim ilan edildi. Basbakan istifa etti,yerine I. Inönü geldi.4 MART 1925’te kabul edilen Takriri Sukun kararlari ile toplanan birlikler Diyarbakir’daki isyancilari püskürttü.Yapilan karsi atakla isyancilar bastirildi ve Seyh Sait teslim oldu. Bastirma harekati 31 Mart’a kadar sürdü.Seyh Sait ve adamlari Diyarbakir’da yargilandi.Sonuçta seyh ve taraftari 46 adami idamla cezalandirildi.Yapilan bu isyanin amacinin din olmasi gibi görülöesinden dolayi bu isyan çogu kürt topluluklari tarafindan destek görmedi.Hatta bu isyan sirasinda alevi kürt topluluklari devletin yaninda yer almistir. Sason Ayaklanmasi(1925-1937) Isyani bastiran birlikler bölgedeki asi asiretlerin üzerine giderek temizleme harekerine girismis ve büyük basari saglanmistir. Bu çerçevede ilk olarak Siirt’in batisi ile Sason,Diyarbakir’in Silvan ilçesi ile Dicle nehrinin kuzeyi arasindaki bölgede yasayan Raçkotan ve Raman asiretlerinin ellerindeki silahlarin toplanmasi düsünülüyordu. 1935 yili Nisan ayinda,hayvan sayimini engellemek isteyen Sasonlularla hükümet kuvvetleri arasinda çikan çatismada kaymakam öldü,müftü de yaralandi.10 Temmuz 1936’da ise Hükümet,Besiri,Silvan ve Garzan bölgelerine nakledilmis olan Kürtlerin,göçmen statüsü ile iskan edilmelerine karar verdi. Bölge yasak bölge ilan edilip iskana baslandi.Yöre halki Çankiri,Bolu,Zonguldak,Bursa,Bilecik,Kütahya,Afyon,Aydin,Balikesir,Manisa,Burdur,Isparta ve Mugla illerine gönderildi. "1935 senesinde Sason’a karsi harekata baslandigi zaman,yasak bölge halki 3.000-3.500,silah miktari ise 350 kadardi. Iki senedir yapilan takip ve baskinlar sonucu,halk mevcudu 500’e,silah miktari da 200’e düsmüstü."Harekat 1937 yilina kadar sürdü ve bölgede sükunet saglandi. Agri Isyani Seyh Sait isyanindan sonraki en genis kapsamli isyan,Agri Isyani’dir.Seyh Sait isyanindan sonar Iskender Bey,Doktor Mehmet Sükrü Sekban,Ihsan Nuri vb. Kürt ileri gelenleri yeni ve daha milliyetçi içerikte bir girisimi baslattilar. Agri’da isyan hazirligi yapan Kürtlerle devlet güçlerinin ilk karsilasmalari 16 Mayis 1926 tarihine rastlar. Ordu bu harekatta basarisiz olup Dogubayazit’a çekilmek zorunda kaldi. Haziran’ da yeniden harekete geçildi ama isyancilar Iran’a çekilmislerdi.Iran hükümetine basvurulara,sinirda gerekli önlemleri almasi ve geçisleri önlemesi istendi.Ardindan Eylül’de girisilen 2.Agri Harekatindan da sonuç alinamadi.Isyanin asil alevlenmesi1930 yilindadir.Agri "bagimsiz Kürdistan’in bir vilayeti ilan edildi. Celali asireti reisi Ibrahim Heski pasalik rütbesiyle Agriya vali tayin edildi. Bu gelismler üzerine hükümet 1930 yili Haziran ayinda Agrida bir tenkil harekatina girisilmesine kararlastirdi. Karara göre"isgal bölgesinde ,jandarma alaylari için lazim olan yerlerden baska meskul yer birakilmayacak." ;"bu suretle iase ve iskan ihtiyaçlarindan tamamiyla yoksun olan asiler ya dagilacak veya Iran’a siginmaya mecbur olacaklardi. Bu taktirde mesele Iran’la halledilecekti. Alinan bu karar ve yapilan hazirliklar sonucunda 4 Eylül 1930 tarihinde hareket emri verildi. Ilk baslarda Salih Pasa komutasindaki birlikler bir basari elde edemediler. Ancak bu arada Türkiye ile Iran arasinda bir sinir düzeltmesi yapilara Van’in bir bölümü Iran’a verildi. Ve küçük Agri Türkiye sinirlari içine alindi. Böylece isyancilarin Iran yolu kapanmis oldu. Çembere alinan Kürtler açlik tehlikesiyle karsi karsiya kaldilar. Ve yarma harekati ile Iran’a sigindilar. Askeri birlikler bir sure tedip ve tenkil harekati sürdürdü. .Isyana dogrudan katilan birçok köy yikilirken teslim olmamakta direnen birçok kiside öldürüldü. 1926-1930 DÖNEMINDE DIGER AYAKLANMALAR Seyh Said isyanina katilan bazi gruplarinda sigindigi Dersim’i denetim altina almak isteyen hükümet kosullari kabul edilmeyence 19 Eylül 1926 tarihinde tedip karari aldi. Görev Elazig ve çevresinde birliklerin komutani olan Albay Musatafa MUGLALI’ ya verildi. 1926 Ekiminde Ovacik, Çemiskezek çevresinde baslayan harekat güçlü Koçusagi asiretinin teslim olmasiyla sonuçlandi. Ancak beklenenin çok altinda silah teslim edilince bunun "zamanin kazanmak" için yapildigi kanisina varan hükümet sayilari 1700’ü silahli olmak üzere 2500 dolaylarinda oldugu tahmin edilen isyancilarin "imhasina" karar verdi. Koçusagi asiretine ve onlara destekleyenlerin çogu öldürüldü .bir kismi yakalandi 1927 baharinda,Mutki’nin 35 köyünde yasayanlarin baska yerlere nakledilmesine karar verildi .Bu da halkin ayaklanmasina sebep oldu.26 Mayis 1927 tarihinde,tenkille görevlendirilen askeri birlikler bölgeye hareket ederek,isyan bölgesini siki bir çember altina aldilar. Ancak,bütün çabalara karsi ayaklanmanin önderligini yürüten Mehmet Ali YUNUS’un ele geçirilmesi mümkün olmadi. 1929 Mayisinda Eruhta ,Jilian asireti reisi Resul’un nedensiz tutuklanmaya çalisilmasi üzerine çikan olaylarda 6 alti askerin öldürülmesi ve korkuya kapilan yöre köylülerinin Midiat ‘a ,civar kazalara ve daglara siginmalari ile çikan ‘Asi Resul Isyani’ kisa surede bastirildi ve olaya neden olay jandarma subaylari açiga alindi.1930 Mayisinda Van’in Zeylan ve celali asiretleriyle Siirt deki Bekiran,Mustaki Haydaran, Banuki ,Bitlisin Adaman asiretleri isyana kalkistilar. Isyancilar 20 Haziran 1930 da Çaldiran Beyazit Telgraf hattini kestiler. Ardindan Zeylan bucak merkezi ve jandarma karakolu basildi Eylül ayinin ortalarina kadar süren harekatlarda isyanin merkezi konumundaki Çakir bey Nahiyesi yerle bir edildi. Agri’da isyan halindeki isyan halindeki Ihsan Nuri ve arkadaslarina destek vermek isteyen Hobun cemiyeti mensubu bir grup Kürt 3-4 Haziran gecesi Mardin’e saldirmayi deneyip Mazi dagina çekildiler. Bu sira Seyh Ahmet Barzani komutasindaki 500 kisilik silahli bir grup Oramar’daki askeri kislaya baskin düzenledi. Önceden ögrenilen baskin harekati geri püskürtüldü. Ancak bu olay Oramar ve Semdinan yöresindeki Benavik ve Sikan Asiretlerini isyana katilmasina yol açti. Isyanin bir anda büyüyecek gibi olmasi üzerine, bölgeye takviye kuvvetler gönderilirken; isyancilarin bulunduklari bölgeler de uçaklarla bombalandi. Bir hafta kadar süren bu çarpismalardan sonra, kendi aralarinda birlik saglayamamis olan isyancilar büyük kayiplar vererek geri çekilmek zorunda kaldilar. Dersim Harekati Genel kurmay baskani ÇAKMAK ‘in Erzincan’a iliskin raporu üzerine Ekim 1930 da Pülümür’de bir tedip harekati baslatildi. Ancak dersime yönelik harekatlar daga önceden baslatilmisti. Mülkiye müfettisi Hamdi Bey Içisleri Bakanligina sundugu 2Subat 1926 tarihli raporunda söyle demekteydi:"Dersim,Cumhuriyet hükümeti için bir çibandir. Bu çiban üzerinde kesin bir ameliye yapmak ve elim ihtimalleri önlemek, memleket selameti bakimindan mutlaka lazimdir." Bu yöndeki çalismalar 1932 den sonra hizlandi. 14 Haziran 1934’te Kabul edilen "2510 nolu Iskan Kanunu" 21 Haziran’da yürürlüge girdi.1935’de Dersim’in "vilayet teskilatina alinmasi"için bir kanun hazirlandi.25 Aralik 1935 tarihli bu kanun Dersim’in ismini "Tunceli"olarak degistiriyordu.Birinci maddesinde,Tunceli iline "Korkomutan" rütbesinde bir kisinin vali ve kumandan olarak atanacagi düzenlenirken,33.maddesinde ise "idam hükümlerinin vali ve kumandan tarafindan tecile lüzum görülmedigi takdirde infazi emrolunur" hükmü yer almaktaydi. 1937 yili 21 Mart’inda yeni yapilan beton Kahmut Köprüsü yakildi.Bunun üzerine uçaklarla bazi bölgeler bombalandi. Bu arada Seyit Riza’nin oglu Bra Ibrahim Dest köyünde öldürüldü. Derhal Sin köyünü kusatan Seyit Riza’nin adamlari katillerin teslim edilmesini istediler. Istekleri geri çevrilince 80 kisiyle Sin karakoluna saldirdilar. Uzun süren çarpismalardan sonra zayif düsen Seyit Riza Ingiliz Disisleri Bakanligi’na 30 Temmuz 1937 tarihinde bir mektup yazarak Kürtlere destek olunmasini istedi. Bu sirada Seyit Riza’ya Erzincan Valisi’den isteklerinin kabul edilecegi haberi ulasti.Yaninda bazi adamlari ile birlikte Erzincan’a gelen Seyit Riza ,5 Eylül 1937’de adamlari ile tutuklandi. Seyit Riza ile isyanin önderi konumundaki 11 kisi 18 Kasim 1937’de Elazig’in Bugday Meydani’nda asildilar. 1938 yilinda sürdürülen harekat sonrasinda Demenanlilar disindaki bütün asiretler tedip edilirken Demenanlilar daglik bölgelerde 1942’ye kadar direndiler. KÜRTLERIN SIYASAL ÖRGÜTLENME GIRISIMLERI 1950 sonlarina dogru bagimsiz bir Kürt siyasal hereketi yönünde ilk girisimler baslar.Bunun üzerine hükümet 1959 yilinda aralarinda Ziya Serefhanoglu,Siwan lakabiyla bilinen Doktor Sait Kirmizitoprak,Avukat Musa Anter ve Ileri Yurt Gazetesi’nin sahibi Abdurrahman Efhem Dolak’in oldugu 49 kisiyi 22 Eylül 1959’da baslatilan bir operasyonla gözaltina alir.8 Ocak 1961’de Genelkurmay Askeri Mahkemesi’nde idam istemiyle yargilanirlar.Dava uzun süre devam eder ve sonuçta zaman asimina ugrayarak düser. 27 Mayis 1960 darbesinden sonra bazi Kürt aydinlari ve asiret liderleri gözaltina alindi.Toplam 485 kisi 1 Haziran 1960’da Sivas’da bir kampta toplandi.4 ay kadar Sivas’ta tutulan bu 485 kisiden 55 asiret ileri geleni ve agasi çikarilan bir yasa ile 19 Ekim 1960’ta çesitli Bati illerine sürgüne gönderildi.Geriye kalan 430 kisi ise serbest birakildi. 1961 yilinda Silopi’de Abdülkadir Ökten,Faik Bucak,Ömer Turan,Sait Elçi ve bir grup Kürt ileri geleni "Kürdistan Demokrat Partisi Mesullügü"adi altinda gizli bir siyasi birim olusturdular.Bu partiyi olusturan kadro,merkezi Diyarbakir’da olmak üzere Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi’ni kurdular.Milliyetçi Barzani hareketiyle yakin iliskisi olan bu partinin genel sekreterligine Faik Bucak getirildi.Parti tüzügünde TC anayasasinda"Türk devleti,Kürt ve Türklerden tesekkül eder.Bu iki millet her hususta esittir" ibaresi yer almaktaydi.Parti programinda ise mücadelesinin Türkiye’nin toprak bütünlügü esprisi içinde yürütülecegi belirtiliyordu. TKDP bir yil gibi kisa bir sürede büyük bir atilim gösterirken 1966 yilinda genel sekreter Faik Bucak,Urfa’nin Karaköprü kasabasinda 4 Temmuz’da silahli saldiriya ugrayarak agir yaralandi.2 gün sonra öldü.Saldirinin nedeni kim yada hangi grup tarafindan yapildigi ortaya çikarilamadi.Genel sekreterlige Sait Elçi getirildi. 12 Mart’in ardindan TKDP’liler hakkinda dava açilmasi ve tutuklanmalarin olmasi üzerine Sait Elçi Irak’a geçerek Barzani’den yardim istedi.Sait Kirmizitoprak(Doktor Siwan) ise daha önce Irak’a geçmisti.Partiyi kuran Kirmizitoprak,son genel sekreter Sait Elçi’ye haber salarak görüs ayriliklarinin giderilmesi amaciyla bir toplanti yapilmasini önerdi. Ancak, 1971 yili Haziran ayi baslarinda gerçeklesen bulusmada, Partinin iki önemli ismi,(Elçi ve Bego) Sait Kirmizitoprak’in emriyle öldürüldü. Bu öldürme olayinin ardindan , iki Kürt liderin öl-dürülme emrini veren Sait Kirmizitoprak,Hikmet Bulut-tekin, Hasan Yikilmis öldürüldü. Bu olaylar da tam olarak aydinliga kavusturulama-di.Bazi kaynaklar , elçi olayini ögrenen Molla Mustafa Barzaninin Kirmizitoprak ve arkadaslarini yakalatarak yargilattigini ve idama mahkum edilen bu üç kisiyi kur-suna dizdirttigini belirtirken; Barzani, yargilamanin ve kursuna dizmenin kendilerince degil TKDP yöneticilerinin isi oldugunu söylemektedirler. Kürt Sorunu 1970’lerden Bugüne Kürt Sorunu 12 Mart Sonrasi ve PKK’ nin Kurulusu 12 Mart sonrasi kürtler arasinda yeniden toparlanma ve örgütlenme arayislaribasladi.DDKD’ninyarattigiboslu-gun doldurulmasi amaciyla DDKD’nin eski yöneticileri ve Ankara’da üniversitelerde okuyan bazi kürt gençleri bir araya gelerek 1975 yilinda Ankara Devrimci Demokratik Kültür Dernegi (DDKD)’ni kurdu. 1975 yilinin sonlarina dogru DDKD polis tarafindan kapatildi ve dernegin kuruculari hakkinda dava açildi. Bu dönemde kürt grublari arasinda çikan görüs ayriliklari so-nucunda çesitli adlar altinda örgütlenmeler ve birliktelik olusturuldu.Bu gruplarin hemen hepsi görüslerini açikladigi yayin organlari çikardilar. 1974 yilinda, aralarinda TIP’in yöneticiligini de yapmis bazi kürt ilericileri , Türkiye kürdistani sosyalist partisini (TKSP) kurdu.Özgürlük yolu adiyla da anilan parti, 1976 yilinda ‘devrimci halk kültür dernegi’ adiyla partinin yasal gençlik örgütü kuruldu. Bu örgütlerin yanisira , KAWADENGE KAWA,kürdistan ulusal kurtulusçulari (KUK), rizgariala, tekosin isimleri al-tinda çesitli örgütlenmeler gerçeklestirildi. Bu siralarda THKP-C hareketinin devami olan örgütlenmelerin olusturuldugu ortamda, bu çatilar altinda bu-lunan kürt ögrenciler de kendilerini tartisma ortaminin içerisinde buldu.Bu çevrelerden birisi, Kasim 1978’de Diyarbakir’in Lice ilçesinin Fis köyünde bir parti kurulmasi kararina varan PKK (Kürdistan Isçi Partisi) olmustur.PKK 1979 yilinda AP Urfa milletvekili, Mehmet Celal Bucak’in reisi oldugu Bucak asiretiyle basladigi yogun çatisma süreci içinde kurulus bildirgesini açikladi. PKK’nin bölgedeki varliginin iyice hissedilmesi basla-tilan polisiye operasyonlar sonucunda Abdullah Öcalan parti kadrosunu korumak ve yakalanmalarin önüne geçmek amaciyla Türkiye disina çikma karari aldi.Bu karar üzerine Lider kadrosunun büyük bir kismi Suriye’nin denetimindeki BEKAA Vadisinde bir kamp kuran PKK artik bütün merkezi faaliyetlerini buradan yürütmeye basladi. KAYNAKLAR: 1. B.MURAT ÖZDEMIR- KÜRT ÇIKMAZI-1988. 2. VATAN 1960 YILLIGI. 3. MUZAFFER ILHAN DOST-SEMDINLI RÖPORTAJI-1987. 4. OSMAN ÖZANALP-JANDARMANIN TAKIP ,TENKIL HAREKETLERI VE MÜSADEME TABIYE, JANDARMA GENEL KOMUTANLIGI MATBAASI,ANKARA-1939. |
©2001 BİRSEY.COM |